Sayfalar

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Sefiller ve Victor Hugo

Sefiller
(Victor Hugo)

            Sayfa Sayısı: 347
            Yayınevi: Sis Yayıncılık

                        Victor Hugo (26 Şubat 1802 – 22 Mayıs 1885)
                                              
            26 Şubat 1802’de Fransa’da doğdu. Genç yaşta edebiyatla ilgilenmeye başladı romantizm akımının öncülerindendir. İmparatorluğa karşı mücadele veren bir cumhuriyetçidir. Cumhuriyetin ilanından sonra parlamento üyeliğine seçilmiş, Napoleon’un darbesinden sonra sürgüne gönderilmiş, en önemli eserlerinden olan “Sefiller”i  burada yazmıştır. Sürgün yıllarından sonra yeniden aktif siyasetle ilgilendi.
            22 Mayıs 1885 yılında “ Tanrıya inanıyorum, ahrete inanıyorum, fakat hiçbir kilise papazını yanımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir” sözleriyle hayata gözlerini yummuştur.
            “Notre Dame’ın Kamburu” bir diğer önemli eseridir.


Sefiller

            Jan Valjean bir somon ekmek çaldığı için beş sene kürek cezasına çarptırılmış bir mahkumdur. Cezasını çekerken kaçtığı için cezası ondokuz yıla çıkmıştır. Cezası tamamlanınca kürek mahkumu olduğunu gösterir bir belgeyle  salıverilmiştir. Bu belge yüzünden herkes ona kötü davranmak da namusuyla para kazanmasını engellemektedir.
            Jan Valjean bir piskoposun evine sığınır. Evden ayrılırken iki tane gümüş şamdan çalar. Jan Valjean kaçarken yakalanır ancak piskopos şikayetçi olmaz  şamdanları ona hediye eder  ve namusuyla para kazanmasını tembihler. Bu olay Jan Valjean için dönüm noktası olmuştur.
            Madeleine adıyla iş hayatına atılır, zengin olur  Belediye Başkanı olur. Herkesin parmakla gösterdiği, iyiliği ve cömertliğiyle örnek bir insandır “Baba Madeleine”.
            Javert çalışkan işine tutkuyla bağlı bir polis müfettişi; Baba Madeleine’in azılı kaçak Jan Valjean olduğundan şüphelenmektedir; ancak bu sırada bir başkası Jan Valjean diye tutuklanmıştır. Gerçek Jan Valjean ise insanın yok yere ceza çekmesine dayanamamış ve gerçek kimliğini açıklamıştır.
            Jan Valjean hapse girmiş; ancak bir zaman sonra kaçmayı başarmış. Sakladığı hazinesini ve daha önceden annesi tarafından kendisine emanet edilen küçük Cossette’i de bakıcı  - ona çok kötü davranan- ailesinin yanından alarak bir manastıra sığınmıştır. Bir süre kaçak hayat süren, Jan Valjean ve kızı Cossette  mutlu bir şekilde yaşarken, Cossette büyümüş, genç ve güzel bir kız olmuştur. Marius adlı bir üniversite öğrencisiyle aşk yaşamaya başlamıştır. Jan Valjean ilk başta bu ilişkiyi istemese de kızının hüzünlü görmeye dayanamamış, kızını mutlu etmek için bu ilişkiye onay vermiş; Marius’u  koruyup kollamıştır.
            O yıllarda ihtilal başlamış, Marius da ihtilalci cumhuriyetçilerin tarafındadır. İhtilal sırasında yaşanan çatışmalardan birinde polis müfettişi Jevert cumhuriyetçi ihtilalcilere esir düşmüş idam edilecektir. Jan Valjean, Javert’i kurtarır. Javert, Jan Valjean’ı tutuklayacaktır ama ona duyduğu minnet ile onu tutuklayamamış , işine ve kendisine ihanet ettiği için de kendisini affedememiş ve intihar etmiştir.
            Marius ile Cossette evlenir. Jan Valjean da giderek yaşlanır ve hayata gözlerini yumar.
            Kitap dönemin Fransa’sını tüm gerçekliğiyle okuyucunun önüne seriyor. Dönemin sıkıntıları, fakirlerin yaşadığı zorluklar, mahkum olanların cezalarını çektikten sonra nasıl dışlandıklarını, para için insanların neler yapabileceğini, sefaleti en güzel şekilde anlatmış Victor Hugo. Kitaptan çıkarabileceğimiz anafikir bir insan kendi geçimini sağlayabilirse ahlaksızlık, hırsızlık yapmaz kendi namusuyla para kazanır. Geçmişte işlediği bir suçtan dolayı hüküm giymiş birine bir şans daha verilirse örnek bir insan olabilir. Jan Valjean’ın bu dönüşümü kitapta en güzel şekilde anlatılmış.
            Bu kitabı dört bölümde inceleyebiliriz;
1-      Bölüm:  Giriş bölümü. Bu bölümde Jan Valjean, Jevert ve Cossette’in kimler olduğunu öğreniyoruz. Jan Valjean’ın piskopostan aldığı dersi, Cossette’in annesinin neden onu terk etmek zorunda kaldığını, Javert’in işine ne kadar tutkuyla bağlı olduğunu okuyoruz.
2-      Bölüm: Jan Valjean’ın Baba Madeleine kimliğiyle nasıl örnek bir insan olduğunu, yaşadığı toplumu ne kadar kalkındırdığını öğreniyoruz. Bu bölümün sonunda Jan Valjean, başka birisinin kendisi sanılıp haksız yere cezalandırılacağı için kimliğini açıklayıp yeniden hapse girer.
3-      Bölüm: Jan Valjean hapisten kaçar. Kendisine emanet edilen Cossette’i de alıp kaçak bir hayat sürmeye başlar. Bu bölümde Marius ve Cossette’in aşklarına tanıklık ediyoruz.
4-      Bölüm: Bu bölümde cumhuriyetçilerin ihtilali ve o dönemdeki çatışmaların içinde buluyoruz kendimizi. Jevert’in Jan Valjean’ı minnet duygusuyla kurtarmasını ancak kendisine ihanet ettiği için kendini cezalandırmak için intihar edişini, Cossette ve Marius’un evliliğini ve Jan Valjean’ın hayata gözlerini yumuşunu okuyarak bu güzel eseri bitiriyoruz.

           

Bu Blogda Ara