Sayfalar

1 Kasım 2011 Salı

Fişi Çekmek - Ötenazi

Ötenazi, bir canlının yaşamını - dayanılamayacak durumda olması durumunda - canlıya acı vermeden ya da az acı vererek öldürmektir. Ötenazinin de çeşitleri vardır.

Aktif Ötenazi: Hastanın kendi istekleri dogrultusunda bir ilaç ya da zehirli iğneyle öldürülmesi
Pasif Ötenazi: Hastanın tedavisinin kesilerek öldürülmesi
Dolaylı Ötenazi: Hastaya yüksek dozda agrı kesici vererek daha çabuk - ağrısız ölmesi

Gelelim ötenazinin yasallığına. Aktif ötenazi çoğu ülkede yasaktır. Hollanda'da yasal olarak yasak olmasına ragmen cezadan muaf tutulduğu durumlar da vardır. Bunun için bazı şartların oluşması gerekmektedir.
1) Hastanın açık isteğiyle
2) İkinci bir doktorun danışman ve tanık olarak bulunması koşuluyla
3) Polise savcılığa haber verilmesi koşuluyla

gerçekleştirilebilir.

Türkiye'de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre, hastaya ötanazi uygulayan fail (hekim), tasarlayarak (taammüden) adam öldürme hükümlerine göre yargılanır ve ağırlaştırılmış müebbet (ömür boyu) hapis cezasıyla cezalandırılır.


Peki ötenazi yapılmalı mı yapılmamalı mı ? Bu soruya tam bir yanıt vermek zor. Bu sorunun cevabı kişiden kişiye, o anki şartlara bağlı olarak değişecektir.

Diyelim ki bir hasta bitkisel hayatta. Doktorlar dönemlerinin getirdiği tüm tedavi yöntemlerini denemişler, ellerinden bir şey gelmeyecek durumdalar. Hastanın çevresiyle hiç bir iletişimi alakası kalmamış, sadece makineler sayesinde soluk alıp veren beyin ölümü gerçekleşmiş bir hasta. Bu hastanın fişinin çekilmesi bana göre doğrudur.

Bir başka örnek olarak da çok ilerlemiş düzeyde akciğer kanseri olan bir hastayı düşünelim. Akciğer kanseri çok ilerlediğinde tedavisi mümkün olmayan hasta için çok ağrılı bir sondur. Bu hastaya yüksek dozda morfin vererek rahat bir şekilde ölmek bence o insanın hakkı. Tabi kendi isteği de bu doğrultudaysa.

Biraz da hasta yakınlarının gözünden inceleyelim bu durumu. İşin bu tarafını düşünmek diğer tarafını düşünmekten çok daha zor. Hasta yakının ötenaziyi reddetmesi ya da istemesi, o kişinin dini sebeplerine, hastaya olan bağlılığına, maddi düzeyine, toplumsal durumuna vb durumlara göre çok değişkenlik gösterebilir.

Biraz da değişik bir örnek üzerinden yola çıkalım bu sefer. Düşünün ki bir yakınınız; bu sizin kardeşiniz, anneniz, babanız, çocuğunuz olabilir, ağır bir trafik kazası geçiriyor. Kafatası kırıkları, beyin zedelenmesi var. Yakınınız etrafıyla hiç bir ilişki kuramıyor. Ağzından bir boruyla besleniyor, her gün onun ihtiyaçlarını karşılamak zorundasınız. Bu kişi size bağımlı bir halde ancak etrafında olan bitenden habersiz bir şekilde yaşamaya devam ediyor. Bu kişinin ölmesi mi daha iyidir yoksa hayatınızda çoğu zaman size yük olarak yaşaması mı ? Açıkçası ben bu soruya kendi adıma net bir cevap veremiyorum ancak ölmesi bir taraftan daha ağır basıyor. Sonuçta hasta geri dönüşü olmayan size bağımlı bir durumda. Hadi hastanın bakımını üstlendiniz bir şekilde peki ya bir gün size bir şey olursa da ilgilenemezseniz onunla ne olacak ? O kişiye yakınlığımdan dolayı da ölmesini istemem ama. Dediğim gibi bu soruya net bir cevap veremiyorum.

Ötenazi ve intihar kavramlarını karıştırmamak da önemli tabi. Ötenazi sadece sonucu ölüm olacak durumlarda kişinin kendi isteğiyle ya da yakınlarının isteğiyle acı çekmeden ölmesine yardımcı olmaktır. 

Sonuç olarak ötenazi ahlaki, dini, maddi her yönden incelenerek karara varılması gereken bir durum. Benim şahsi düşünceme göre bazı durumlarda, özellikle ağır bir hastalığın son dönemlerinde ya da geri dönüşü olmayan koma, beyin ölümünün gerçekleştiği zamanlarda uygulanmalı. Bu şekilde hasta acı çekmeden daha insancıl bir şekilde ölebilir. Tabi bu konu hakkında herkes kendi inanışına, hayat görüşüne göre farklı şeyler düşünebilir.

1 yorum:

  1. Kendim için ötenaziyi her zaman kabul ederim ama insan evladı için böyle bir kararı veremez.

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara