Sayfalar

17 Ağustos 2017 Perşembe

Tıp Tarihinde Tesadüfen Gelişen 7 Keşif

1)  Bakterilerin Keşfi - Antony van Leeuwenhoek 



Antony van Leeuwenhoek (1632 - 1723) aslında Hollandalı bir kumaş tüccarıydı. Ev yapımı güçlü mikroskoplar o zamanlar kumaşların kalitesini anlamak için kullanılıyordu. Biraz meraklı olan Antony van Leeuwenhoek çevresinde bulduğu yağmur damlası, domuz dili, pire, semen gibi çeşitli şeyleri mikroskop altında inceledi. Bu incelemeleri sırasında özellikle diş plağından aldığı örneklerde yuvarlak şekilli - kokları; çubuk şeklinde rodları, spiral şeklinde spiroketleri tanımladı.



2) Nitröz Oksitin Keşfi -  Humphry Davy



Humphry Davy (1778 - 1829) yaratıcı fikirli bir cerrahi ve eczacılık öğrencisiydi. Zekasıyla kendini etrafa tanıtan Humphry Davy zamanla Britain Royal Society'nin de başına geçti ve 1800lerin başlarının en önemli bilim adamlarından biri oldu.

Genç bir araştırmacıyken, nitröz oksit de dahil olmak üzere bir kaç gazı izole etmeyi başardı. Bristol Zatürre Derneği'nin başındayken bu gazların veremin tedavisinde başarılı olacağını umuyordu. Kendi üzerinde yaptığı deneylerde bu gazın diş etlerindeki ağrıyı geçirdiğini fark etti. Bu deneylerinden nitröz oksitin cerrahide anestezi amaçlı kullanabileceğini fark etti. Bu öngörüsünün gerçekleşmesi 50 yılı buldu.

Davy aynı zamanda elektrokimyanın öncülerinden olup magnezyum, kalsiyum, stronsiyum ve baryumu keşfetmiştir ve  madencilerin kullandığı Davy lambası olarak bilinen lambanın mucididir.






3) Robert Koch - Bakteri Kültürü



Laboratuvarda unutulmuş bir patatesin üzerinde farklı renklerde değişiklik olmasını fark eden Robert Koch (1841 - 1910) farklı bakterilerin izolasyonunda kullanılan kültür yöntemini geliştirdi. Bu zamana kadar bakteriler et sularında yetiştiriliyordu ki bu yöntemle izole edilmeleri imkansızdı. Koch, iş arkadaşı Julius Petri'nin dizayn ettiği sığ bir kavanoz şeklindeki kapta bakterilerin üretilip, izole edilebileceğini ve üzerinde çalışmalar yapılabileceğini ileri sürdü. 






4) Wilhelm Conrad Rontgen - X Işınları



Wilhelm Conrad Rontgen (1845 - 9123) katot ışınlarıyla deney yaparken, ışığa duyarlı bir tabaka üzerinde gizemli bir yeşil eldiven fark etti. Rontgen bundan sonra daha önceden bilinmeyen X ışınlarını tanımladı. Rontgenin bu keşfi pek çok alanda kullanıldı ve Rontgene 1901 yılında fizik alanında Nobel ödülü kazandırdı. 



Rontgenin bu keşfinden önce insanın içinin görüntülenmesi cerrahi olarak açılmadan mümkün değildi.




5) Alexander Fleming - Penisilin



2 haftalık tatilinden dönen Alexander Fleming (1881 - 1955) oda sıcaklığında bıraktığı Petri kabında Staf. Aureus'ların geliştiğini gördü; ancak bazı rastgele penisilin sporları ile kontamine olmuş bölgeler dışında. Devam eden araştırmalarında Fleming penisilinin sadece bakterilerin gelişmesini önlemediğini aynı zamanda bakterileri öldürdüğünü keşfetti. Fleming çalışmalarını yayınladıktan sonra Ernst Chain ve Howard Florey çalışmaları sürdürdü ve penisilinin potansiyelinin tamamını fark ettiler. 3 bilim adamı da yaptıkları çalışmalarla Nobel Ödülünü paylaşmışlardır. Penisilin de 1940larda farmakolojik ajan olarak üretime geçmiştir.




6) Oskar Minkowski, Joseph von Mering - Pankreas Şeker Hastalığı İlişkisi



Oskar Minkowski (1858 - 1931) ve Joseph von Mering'in (1849 - 1908) yolları 1889 yılında bir gün Strasbourg Üniversitesi kesişir ve pankreatik enzimlerin şeker hastalığında bir rolü olabileceğini tartışırlar. O zamanla imkansız olarak düşünülen Mering'in bir hipotezini Minkowski gerçekleştirir. Bir köpeğin pankreası çıkartılır. Pankreası çıkartılan köpeğin çok susadığı, sık sık idrara çıktığı ve tatlı bir idrarı olduğunu fark ederler. Çalışmalarını devam ettiren ikili vücudun şeker düzenlenmesinde pankreasın rolünü ortaya koyarlar.




7) Harold Ridley - Göz İçi Lens



Bir Göz Hastalıkları uzmanı olan Harold Ridley (1906 - 2001) 2. Dünya Savaşı sırasında gözünden yaralanmış olan bir Kraliyet Hava Kuvvetleri pilotunu muayene eder. Gözünde plastik bir parçacık bulunan hastanın, gözünün bu yabancı maddeye karşı bir tepki oluşturmadığını fark eder. Bu olay ve yaptığı diğer çalışmalardan sonra Ridley 1949 yılında bir katarakt operasyonu sırasında hastanın gözüne plastik bir lens yerleştirir. Bu operasyon o yıllarda oldukça tartışmalı ve cesurca bir operasyondu. Bu operasyonun başarısı katarakt cerrahisinin başarısını oldukça arttırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara