Sayfalar

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Bulgaristan Günlükleri - 1 İlk İzlenimler

01.07.2011

Bugün tatilimin ilk günü. İzmir'den 8.10 uçağıyla yola çıktım. Önce İstanbul sonra Sofya. Begüm ile aynı uçaktaydık. Keyifli bir yolculuk oldu. Ancak bu keyif Sofya'ya varıp CP(Contact Person)lerimizle tanışıncaya kadar sürdü.

Elena çok soğuk biri. Biz Türkler ne kadar sıcak kanlıymışız yahu. Kız kalacağım yurda bıraktı sonra ne halin varsa gör dedi resmen. Lokum aldıydım ona halbuki ama lokum gibi insan değilmiş neyse önemli değil. Lokumları ben yerim. Açlıktan ölüyorum zaten.

Burası çok eski. Her şeyiyle eski. Binalar dökülüyor. Arabalar eski model. 5-10 sene geriden geliyor sanki burası. Ah şu yurdun bir de interneti olsaydı. Yurt rahatsız, pis ancak alışılmayacak gibi değil. Yurda alışırım alışmasına ama internetsizlik beni öldürecek.

Telefonla konuşmanın dakikası 6 TL, onlar beni ararlarsa 2 TL. Kredi kartının limiti dolmaz umarım da bir de telefondan mahrum kalmam.

Elena Pazartesi günü Macarların geleceğini söyledi. 3 gün boyunca ben burada tek başıma ne yapacağım ya.

Köşede bir tane dönerci buldum. Çok sıkılırsam oraya gider. Abi kolay gelsin diye muhabbet başlar, konuya girerim. Oradan Sofya'daki tüm Türkleri bulur, Sofya'nın kralı olurum. Sofia'dan İstanbul'a kanal açar adına da Çılgın Balkan Projesi koyarım.

Bulgar ticaretine gireyim diyorum. Değişik değişik kadınlar bulup götüreyim Türkiye'ye. Burdaki tipler çok garip ve sexy lan. Her türlü giderleri olur Türkiye'de. Türkiye'de herkes "Nefes alsın yeter, kıpraşıyorsa süper!" modunda zaten. Kesin tutar bu iş.

İnternete bağlanma çabalarım sürüyor bir yandan. Burada bir kaç tane wireless var. Şifrelerine bir şey uyduruyorum ama hiç biri olmuyor. Zor şifre koymuş piçler.

Ha bi de tuvalette götümüzü yıkamak için su çıkan bir şey var ya o burada yok. Peçeteye silmek zorunda kaldım. İğrençti lan. Bunu neden yazıp paylaştım ben de bilmiyorum.

Burcu aradı sınav sonuçlarını haber verdi. 66yla geçmişim ama tam sevinemedim. Benim güzel kuzum bütünlemeye kalmış. Çok kötü ağlıyordu kıyamam. Onu öyle duyunca hemen ilk uçağa atlayıp Türkiye'ye dönesim geldi.

Bu 2 gün şöyle bir dolaşır, pazartesi de Elena'ya verdiğim 50 euroyu da alır dönerim.
Napcam lan ben burada bu kadar zaman tek başıma. Lan pezevenkler bari internet olsaydı.

Aşağıda DVD kiralama yeri gibi bir yer varbi oraya sorayım bakayım internete nasıl bağlanabilirim.

Ha bi de anneler candır. Onlar ne derlerse yapın. Tuvalet kağıdı yoktur dedi yok :)

Bi de yanıma bu kadar eşya almasaydım iyiydi. 8 kg fazla bavul için 88 lira öddedim. Bir yerinde patlar o kadar para inş. Ali Sabancı. Cık cık ayıp. Yapma bunu bana bir daha.

İnternet kafe bulmak için dışarıya çıktım. Hem de bir şeyler yemek için. O bulduğum dönerciye gittim. Türkçe konuşuyordu adam ama gene de pek anlaşamadık.

Bir tane internet kafe buldum ama kapalıymış :(

Odamda wireless'ı çeken bir mekan var. Şifresini öğrenebilmek için oraya gittim ama vermedi pezevenkler. Oturdum bi bira içiyordum. Bir baktım yan masadakiler Türk. Hemen sokuldum onlara, muhabbeti kurdum. Bana internet kafe, yemek yenecek yer, Türklerin takıldığı yerleri gösterdiler. Sağolsunlar çok yardımcı oldular. Telefon numaralarını aldım bir sorun olursa onları arayacağım.

Ha bi de burada adım başı dönerci var. Casinolar, diskolar. Gece hayatı pek hareketli gibi de tek başıma çıkmaya cesaret edemiyorum. Yurda da gece en son kaçta giriliyor bilmiyorum. Kapıdakiler de Bulgarca'dan başka şey bilmiyorlar derdimi anlatamıyorum onlara.

Tabelaların hepsi Bulgarca o çok sinir bozucu. Hiç bir şey anlamıyorum.
Bugün bir tane hamburgerciye gittim, burger and cola dedim, kadın anlamadı, cıks cıks dedi, salak karı dedim çıktım gittim.

Buradaki Türkler, burdaki insanların Türklere çok alışkın olduğunu söylüyor. Halkın çoğu Türkçe biliyormuş. İngilizce Türkçe bir şekilde anlaşacağım artık.

Hava çok soğuk. Bi de salak Elena bana hava sıcak dediydi. Soğuk karı alışmış tabi soğuğa bu hava sıcak gelir tabi ona. Götüm dondu lan.

Macarlar gelecekmiş pazartesi günü. İnşallah anlaşırım onlarla da buradaki günlerime bir renk gelir. Plevne'ye ya da Varna'ya mı gitsem. Yarın faceten Begüm'e bir mesaj atayım da bi numarasını alayım. Burada sıkıntıdan patlarsam giderim oralara. Buradan daha sıkıntıdan patlarsam giderim belki orası daha güzeldir.

Eve dönmek istiyorum ya da daha insancıl, interneti olan, temiz bir yerde olabilseydim bu kadar sıkılmazdım heralde.

Bunları da yazmak iyi oluyor. Hem burada yaşadıklarımı unutmamış olurum hem de sohbet edecek birisi var sanki. Dinleyenden çok anlatan birisi olmak da güzelmiş. Ben pek bir şey anlatmıyorum ya anlatmak istiyorum bazen ama pek içimden gelmiyor. Sadece kendimle paylaşmak istiyorum sanki.

Yukarıdan gacur gucur sesler geliyor yahu az yavaş olun. Daha bu saatte başlanır mı. Olan var olmayan var. Odadaki yatakların da bel kısmı çökmüş zaten. Burada iyi çalışmışlar belli. Kız erkek karışık yurt bu arada onu yazmayı unutmuşum.

Tek eksiğim internet o da olsaydı çok güzel bir hafta geçirebilirdim. Umarım hastanede vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara